Alışveriş yapıp eve getirdiklerimi yerleştirirken aksilik çıkartanları öncelikle yerim nasıl! O bir balık da olabilir, fırlasın düşsün de yerlere bakalım görmüyor mu gününü. Tavaya girmiyorum.
Elmaları filesinden meyveliği çıkartırken sağa sola dağılanları olunca bunları yazmak aklıma geldi. Bir de satın alıp eve getirdiğim yiyeceklerden birisi o ülkenin değil miymiş, tüh tühlerim havada uçuştu. oturduğumda bir süre onları nasıl yerimi düşünmüştüm. Çöpe bassam, biliyorum Allah’ımın (c.c.) gücüne gider ve sorar, nimet çünkü. Dünyada bir günlük yiyeceğini bulup yiyemeyenler var. Bir daha bir şeyler alırken o ülkenin malı mı dikkat et Ayhan. Birden aklıma Ankara Bahçelievler son durağından Balgat Hacıismail mahallesine yayan yürüdüğüm gençlik yıllarım geldi. Cebimdeki bozuk paralarım için, Allah’ım (c.c.) bana kağıt paralar kazanmamı nasip et, bunları istemiyorum, diyerek. O’na isyan eder, kuruşlara vole vuruş çalışmaları yapardım. O günleri hatırladım. Aa ne oldu sonra, çok heyecanlı anlat anlat.
Sesim hiç duyulmadı dualarım kabul olmadı. Ne kağıdını verdi, ne de metalini. Bir arattı bir arattı, bir ara beş parasız kalmıştım. Kalabalık insanların yürüdüğü kaldırımlarda, yerde gördüğüm, bulduğum kuruşları eğilip almaya başladım. O yallarda Ayvalık’ta tatillerimde ot gibi yaşıyordum.