Onbinlerin Ölüşü, onbinlerin hikâyesi.
Onbinlerce yıllık bir şarkının sesi.
Yerde, geçmişin buluntularından bir toprak.
Gökte, bugünün bulutlarından bir gökyüzü.
Yerin ve göğün arasında mutlu, kaygılı, belki de kayıp insan yüzleri. Zamansız, alışılmadık bu yolculukta değişmeyense aramak ve bulmak.
Kadınlar kaybettikleri isimlerini; bir testi ise kayıp parçasını buluyor. İnsanlar ölülerini gömmeye yer arıyor; Verda, kalbinde sevmeye bir sebep buluyor. Bir hayalet dolaşıyor kasabada, eteklerinden tutup yakalamak mümkün değil, yine de görülmeye bir kuytu arıyor. Onbinler, bulunduğunda kaybolmayacak bir ev, bir yurt arıyor. Hakikat, kırık parçaları birleştirmek için kendinde bir kuvvet arıyor. Verda’nın toprağa değen elleri, ölümü ve yaşamı aynı kaderle incitiyor.
Nazlı Akalın’ın kalemi, ustaca kurulmuş bir dünyaya
bizi usulca çekiyor.