Tükendi
Stok AlarmıOkuyucunun, Allah’ın kelamını daha iyi anlamasını ve bu konuda daha çok geniş bir perspektife sahip olmasını sağlama açısından bize bu eseri hazırlamayı nasip eden Allah’a hamd olsun. Salât ve selam, Allah’ın kelamını tebliğ edip açıklayan Allah Rasûlü’nün, onun âlinin ve ashabının üzerine olsun. Asıl konuya gelince;
Kur’ân, âlemlerin rabbi tarafından insanlara bir rahmet, öğüt, hidayet, müjde ve uyarı olsun diye apaçık bir Arapçayla indirilmiş nurlu ve eşsiz bir kitaptır. Allah Rasûlü (s.a.v.), onun açıklamasını vahiy yoluyla öğrenmiş ve ashabına öğretmiştir. Müslümanlar, geçen zamanla birlikte Arap dilinin değişime uğraması, yabancı milletlerin Müslüman olması, yeni kültürlerle karşılaşılması ve felsefe kitaplarının Arapçaya tercüme edilmesi gibi nedenlerden dolayı sahabe dönemine nazaran Kur’ân’a yabancılaştılar ve onun ayetlerini kavramada zorlandılar. Bunun üzerine tefsir âlimleri, Kur’ân’ın kapalı yerlerinin izah edilmesi, bidatçiler ve zındıklar tarafından ortaya atılan şüphelerin giderilmesi, aralarında çelişki varmış gibi görülen ayetlerin uzlaştırılması gibi amaçlarla tefsir eserleri kaleme almaya başladılar.
Bu konuda yazılan eserler, kimi zaman bazı ayetlerin tefsiri ile sınırlı tutulmuş, kimi zaman da Kur’ân’ın tefsirini bütünüyle kapsamıştır. Geçen zamanla birlikte tefsir ilmi gelişip sistemleşince sonradan gelen her bir müfessir, önceki tefsir eserlerini bazı yönlerden eleştirerek, eksik ve hatalı gördüğü yönlerini tamamlamak ve düzeltmek amacıyla bir tefsir eseri kaleme almıştır. Kimi zaman da bir müfessir, ömrü boyunca Allah’ın kelamı ile ilgili elde ettiği birikimini ortaya koymak amacıyla bu ilim dalında eser telif etmiştir.
Böylece günümüze dek farklı yöntemlerle yazılan tefsirler, Allah’ın kelamına daha geniş bir perspektiften bakılmasını, “mezhep taassubu, Arap dilinin değişime uğraması, coğrafi ve siyasi faktörler” gibi nedenlerden dolayı Kur’ân’ın selefin anlayışına ve yöntemine göre tefsir edilmesi noktasında yaşanan görüş ve yöntem sapmalarının ortaya çıkarılmasını sağlamıştır. Geçen zamanla birlikte Kur’ân ile ilgili ortaya atılan şüphelerin giderilmesinde rol oynamıştır.
Bu açıdan geçmişten günümüze dek değişik yöntemlerle ve farklı mezheplere/görüşlere sahip önde gelen müfessirler tarafından kaleme alınan tefsir eserlerinin okunup incelenmesi ve karşılaştırılması, Allah’ın kelamının selefin anlayışına ve yöntemine göre anlaşılmasına yardımcı olacak, bu alanda selefin çizgisinden meydana gelen sapmaların ortaya çıkarılmasını sağlayacaktır. Yine fıkhi meselelerle ilgili yaşanan ihtilafların kaynaklarının öğrenilmesine ve ilgili konuda sahih delile dayalı doğru görüşün tespit edilmesine vs. katkıda bulunacaktır.
Biz de söz konusu faydaları okuyucunun hizmetine sunmak amacıyla geçmişten günümüze dek kaleme alınan birbirinden değerli on dört tefsir eserini bir araya getirdik. Birbirinden değerli olan bu eserler şunlardır: Mukâtil’in Tefsîr-i Kebîr’i, Taberî’nin Câmi’u’l-Beyân’ı, Cessâs’ın Ahkâmu’l-Kur’ân’ı, Beğavî’nin Me‘âlimu’t-Tenzîl’i, İbn Atiyye’nin el-Muharraru’l-Vecîz’i, İbnu’l-Cevzî’nin Zâdu’l-Mesîr’i, Kurtubî’nin el-Câmi‘u li-Ahkâmi’l-Kur’ân’ı, Beydâvî’nin Envâru’t-Tenzîl’i, İbn Teymiyye’nin Dekâiku’t-Tefsîr’i, İbn Kayyim el-Cevziyye’nin Bedâ’iu’t-Tefsîr’i, İbn Kesîr’in Tefsîru’l-Kur’âni’l-‘Azîm’i, Şevkânî’nin Fethu’l-Kadîr’i, Âlûsî’nin Rûhu’l-Meânî ve Şinkîtî’nin Edvâu’l-Beyân’ı. Seçilen tefsirler, akidevi ve fıkhi açıdan farklı mezheplere ve görüşlere sahip müfessirler tarafından kaleme alınmıştır. Örneğin Taberî, Beğavî, İbn Teymiyye, İbn Kayyim el-Cevziyye, İbn Kesîr, Şevkânî, Âlûsî ve Şinkîtî, selef akidesinin çizgisine bağlı kalır iken, Beydâvî ve Kurtubî Eş’arî ekolüne tabi olmuştur. İbnu’l-Cevzî, Allah’ın kimi isim sıfatlarının teviline başvurmuştur. Kimi müfessirler de farklı ithamlara maruz kalmıştır. Örneğin Mukâtil’in mücessime ve Cessâs’ın Mu’tezile mezhebine mensup olduğu söylenmiş, Eş’arî müfessir kabul edilen İbn Atiyye ise bazı konularda Mu’tezile’ye uymakla itham edilmiştir. Yine söz konusu müfessirler, farklı fıkhi mezheplere mensuptur. Örneğin İbnu’l-Cevzî, İbn Teymiyye ve İbn Kayyim el-Cevziyye Hanbeli, Beydâvî ve İbn Kesîr Şâfiî, Cessas ve Âlûsî Hanefi, İbn Atiyye ve Kurtubî Mâlikî mezhebine mensuptur. Bahsi geçen eserlerin arasından İbn Atiyye’nin, Şevkânî’nin, Şinkîtî’nin ve Âlûsî’nin eserleri dışındakiler farklı yayınevleri tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir.
Bu eserle amaçlanan bazı faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Okuyucunun, ayetlerin akidevi ve fıkhî yönleri ile ilgili yaşanan ihtilafa muttali olması ve bu konuda tarafların öne sürdükleri delillerin karşılaştırılması.
2- Allah’ın, kendilerini ve kendilerine uyanları övdüğü selefin anlayışına ve yöntemine göre Kur’ân’ın anlaşılması, selefin çizgisinden meydana gelen sapmaların açığa çıkarılması.
3- İslam tarihi boyunca Kur’ân ile ilgili ortaya atılan şüphelerin izah edilmesi.
4- Müfessirlerin, ictihada açık konularda mezhep taassubu gibi farklı nedenlerle savundukları hatalı-zayıf görüşlerin farkına varılması, ilgili konudaki değişik görüşlerin karşılaştırılıp doğru görüşün ortaya çıkarılması.
5- Kimi müfessirlerin eksik veya kapalı bıraktığı yerlerin, diğer müfessirler aracılığıyla tamamlanması ve açıklanması.
6- Tefsir tarihi boyunca tefsirlerde izlenen yöntem değişikliklerinin, siyaset ve coğrafya gibi etkenlerin Kur’ân tefsirine etkisinin farkına varılması.
7- Okuyucunun, bir ayetin tefsiri için farklı tefsir kitaplarını araştırıp bulmak zorunda kalması yerine, pek çok tefsir eserini bir arada tek bir kitapta bulmasının sağlanması.
Burada söz konusu edilen faydaları içermesinin yanında sözü edilmeyen pek çok yararı da kapsayan bu eseri hazırlarken izlediğimiz yöntemi şu maddelerde özetleyebiliriz:
1- Geçmişten günümüze dek Müslümanlar tarafından kendilerine rağbet edilen tefsir eserlerinin arasından neredeyse her yüzyıla özel bir tefsir eseri denk gelecek şekilde seçimde bulunuldu. Müfessirlerin, farklı bakış açılarına sahip olmalarına ve değişik coğrafyalarda yaşamış bulunmalarına özen gösterildi. Çalışmaya konu olan tefsirler, hem rivayet hem de dirayet tefsir yöntemleriyle yazılan tefsir eserleri arasından seçildi.
2- Müfessirlerin bir ayetle ilgili açıklamaları; uzun olduğu takdirde özetlenerek, müfessirin sözlerine sadık kalınarak ve bu konuda hiçbir eklemede bulunulmayarak aktarıldı. İlgili açıklamaların kısa olması hâlinde de açıklamalar, tamamen tercüme edildi.
3- Müfessirlerin özetlenen açıklamalarında onların, tefsir eserlerinde izledikleri yöntemin yansıtılmasına özen gösterildi.
4- İmkân nispetince tefsirlerin arasındaki farklılıklar ortaya çıkarılmaya çalışıldı. Örneğin bir ayet ile ilgili diğer eserlerde bulunmayıp da bir eserde yer alan açıklamaların tercüme edilmesine özen gösterildi.
5- Ayetlerde geçen mücmel kavramların anlaşılması için Sa’dî’nin tefsirinden, sûrelerin gayelerinin belirlenmesi ve ilgili âyetlerin bütününden elde edilebilecek mesajların/faydaların öğrenilmesi amacıyla bir grup tefsircinin hazırladığı ve “Kur’ân Araştırmaları ve Tefsir Merkezi” tarafından yayınlanan “el-Muhtasar fi Tefsîri’l-Kur’âni’l-Kerîm” adlı eserden, surelerin eyleme dönük içerdiği davranışsal hedefler ile surelerin ve ilgili ayetlerin eğitim açısından ihtiva ettikleri hususların belirlenmesi amacıyla Enver el-Bâz’ın “et-Tefsîru’t-Terbevî” adlı eserinden alıntılar yapıldı.
6- Tefsirlerin sunumundan önce müfessirlerin biyografilerine ve eserlerinde izledikleri tefsir yöntemlerine yer verildi.
7- Nadir de olsa gerekli görülen yerlere ilgili konunun anlaşılması amacıyla dipnot düşüldü.
Bu amaçlarla ve yöntemle hazırladığımız bu eseri, katında kabul edilen ihlâslı amellerden sayması için rabbimize niyaz ederiz. Allah, hem bizi hem de okuyucuları bu eserden yararlandırsın. Son sözümüz, “âlemlerin rabbi olan Allah’a hamd olsun”dur.
Dr. Murat Oral