*O halde?* dedi gözlerime bakarak. *O halde ölümün aslı yok galiba* dedi. *Yani tek kelimeyle açıklanacak manası yok. Her insan için apayrı bir anlamı var.
Yaşamına benzer bir anlamı...* Bir müddet düşünceye daldı. *O halde* dedi tekrar yüzüme bakarak. *O halde aslolan yaşamaktır. Çünkü ölümün anlamını yaşam yazar. Ama sadece yaşayan için. Ölüm yaşamın son notasıdır. Ezginin yabancısı olmayan bir nota... Yaşamın küçük bir ayrıntısıdır. Ve atılan son adımdır, uzun bir yürüyüşün ritmine uygun, son adım...* Gözlerimde başlayıp, gökyüzünde biten cümleler peş peşe dökülüyordu dudağından. Bu kez gözlerime bakıp bir çırpıda söyleyiverdi; *Ölümün aslı yok evladım... Aslolan yaşamaktır.*