Aslında ölüm, ölümsüzlüğe açılan kapıdır. Ölüm ebedi yokluk olsaydı var olmanın da bir anlamı kalmazdı. Biz bir daha ölmemek için ölürüz. Yunus’un dediği gibi: ölürse tenler ölür, canlar ölesi değil. İmtihan için geldiğimiz bu dünyada misafiriz. Gerçek ve daimi hayat ahiret hayatıdır. Yokluğa ve hiçliğe dayalı bir varlık anlayışı manen intihardır. Yüzü ahirete, ebediyete dönük olmayan bir hayat anlamsızdır. Değerli olan her şeyin bir anda değersizleşmesi, aydınlığın karanlığa dönüşmesidir. İman nur, inkâr karanlıktır. Ölüm bir daha ayrılmamak üzere dostlara kavuşma ve daima var olmanın mutluluğunu yaşamadır. Ebediyyen yok olma duygusu en korkunç duygudur. İnkâr, insanın kendisini ebedi yokluğa mahkum etmesidir. İmanın aydınlık varlığında yaşamak ne büyük saadettir.