Felsefi gelişime yalnızca düşüncesiyle değil, yaptığı çeviriler ve bulduğu kavramsal karşılıklarla da önemli katkılar sağlamış, Antik Yunan ve Roma arasında köprüler kurmuş olan Cicero, Ölüme Övgü’de, Antik çağdaki Yunan felsefesinin Stoacı ve Epikürist ölüm algısına karşın, daha çok tek tanrıcılık mistisizmine yakın duran Yeni Akademi felsefesini ortaya koyarken sergilediği düşünme yöntemiyle oldukça keyifli bir okuma vaat ediyor. Eflatun ve Sokrates arasında geçen diyaloglardaki gibi bir üslupla kaleme alınmış, karşılıklı konuşmalarla düşünceyi geliştirmeyi hedefleyen Ölüme Övgü, bugün unutturulmaya çalışılan felsefenin, hayata tutunabilmek için ne kadar elzem bir faaliyet olduğunun kanıtı gibi.
Hayatın yatay akış mantığını kavramanın yolu, Ölüme diklemesine bakmaktan geçiyor. Bunu gözünü kırpmadan yapıyor Cicero: Dünden de yakın bir tarihte kaleme alınmış kadar diri, uyarıcı, ufuk açıcı bir rehber...