Ana rahmine düşmekle uzun yolculuğa çıkmaya başlayan insan bütün insani dağdağası ve yine insani şaibesiyle birlikte kervanla beraber ama yalnız yol yürür.
Yola dair biriktirmesi gerekenle yolda yüke dönüşeni, keskin kalbî zekâsıyla ayırt etmezse insan, ağır bir yükün külfetini uzun bir yolun faturasına eklemiş olur. Böylece ağırlaştırdığı müebbet bir mahkûmiyetin tutsağı haline gelir…
Ebedileşmeyi belki de doğasında barındıran Ademin oğlu, bir o kadar da aceleci davranınca, beceriksizliklerinin yanında hırs, şehvet, gözü doymazlık, öfke, nefret ve sâir olumsuz özellikleri kendisini; uzun menzile varış için araç olan yoluna kurban diye alır. Böylece ebedileşme öyküsü menzilini kaybettiren tehlikeli bir maceraya dönüşür. Ve zaten tehlikeli sularda gezmeye müpteladır insan..