Avcılar ve denizciler çok abartarak anlatırmış. Ama okuduğunuz her satır, bire bin katmadan, yıllarını okyanusta geçirmiş eski bir deniz kurdu tarafından yaşanmış olayların bire bir kaleme alınması ile ortaya çıkmıştır. Bazen hüzünleneceğiniz, çokça tebessüm edeceğiniz, hem hayatın içinden hem de engin denizlerden kalan anıları bu kitapta bulacaksınız. Amacım, meşakkatli bir meslek olan Denizcilik Sanatının bana kattıklarını paylaşmak ve hayatın peşinden koşmaktı. Ümidim, kitabımı okuyan herkesin, kendi yaşamlarında benzer izler bularak keyif almasıdır.
R. Erhan Şengül
Bir denizcinin sadece okyanus kokan anılarını değil, aynı zamanda yüreğinizi sızlatacak ve yer yer tebessüm edeceğiniz Ruslana Abla’nın Aşkı, Yunus ile Ezgi, Levent ile Zehra, Abdullah ile Eva, Taniçka gibi birçok öyküyü de yazarın o kendine has deniz kokan anlatımıyla okuyacaksınız bu kitapta. Yaşamının büyük bir kısmını mavi sularda geçiren yazar, kendi yaşamından kesitleri adeta film seyreder gibi bizlere sunuyor. Bunun yanı sıra güçlü kalemiyle de okurlarına ayrıca keyifli bir okuma vadediyor.
Şükrü Uyar(Editör-Yazar)
*… bir türlü gözlerim uzaklaşamıyordu ondan. O ilk bakış var ya… Biz ikimiz de biliyorduk; işte o ilk bakışta ne o denizciydi ne de ben barmen... Biz daha konuşmadan bir şeydik...*
*Erhan, parmaklar dahi birbirine değmemişken iki insan bu kadar birbirini sevebilir mi?*
*Dubai havalimanında 6 yıl önce aldığım sevdamın parçası İstanbul`un kirli bir sokağının kirli bir gecesinde karşıma çıkmıştı tekrar...
Ömür boyu bunu saklayacağını söyleyen kadın, yanımdan giderken dahi canımı bu kadar acıtmamıştı.
Paylaşılan iki yılın hatırına ihanetti.
Sevdaya ihanetti.
Kolyedeki her bir taşın anlamına ihanetti.
Ve bazen ihanet, başkası ile yatıp kalkmaktan daha başka bir şekilde karşına çıkıyor...
Adına vefasızlık diyorlar…*