“Köpekler, çok geçmeden, yuvalarından çıkan karıncalar misali saklandıkları yerden çıkmaya başladılar. Dünyanın en hızlı atları gibi koşuyorlardı. Sahilin yakınındaki ağaçlık alana geldiler. … Ölüm adasının ortasına özgürlük bayrağı asılmıştı. Hepsi birer kahramandı, özgürlük bayrağının yıldızına akacak o kutsal boyanın renkleriydi onlar.”
Kutsal boyanın renklerinin üzerine çöreklenen karanlık… Şehirlerin metal gürültüleri, kalabalıkların uğursuz uğultuları… Açlık, susuzluk… Sonra ölüm adaları…
Özgürlük bayrağının yıldızını boyayan renklerin direnişi… Kurtuluş şarkıları, barış halayları…
İdris Baluken, bu romanında, gözümüzün önünde ama bir o kadar da uzağımızda olan bir dünyanın içine çağırıyor bizi. Sürükleyici anlatımıyla, insanlığın kıyılarında hayat bulabilen bu dünyanın derinlerinde kendimizle yüzleşeceğimiz bir yolculuğa çıkarıyor.