Ben Esin öğretmen.
Artık ömrümün sonbaharındayım. Elinizde tuttuğunuz ve satırlarını okuduğunuz bu kitap iki yıllık yoğun çalışmanın ürünü.
19 yaşında başlayan, çeyrek asır süren ve hâlâ devam eden meslek mücadelesinin hikâyesini paylaşmak istedim.
Öğretmenlik…
Dünyanın en kutsal ve en güzel mesleğini onurla yapmaya çalıştım.
Aslında bu kitabın asıl kahramanı ben değil, yıllarca “Öğretmenim yazın, mutlaka yazın” diyen öğrencilerimdir.
Öğretmenlik mesleğine ve hayata yeni başlayanlar için de faydalı bir kılavuz olacağına inanıyorum.
Bizim en büyük sorumluluğumuz çocuklarını güvenerek biz öğretmenlere emanet eden anne ve babalara birer pembe elmas vermektir.
Yıllar sonra mühendis, doktor, asker, öğretmen, mimar gibi mesleklerle karşınıza çıkan pembe elmasların hepsini çok seviyorum.
Mesleğe yeni başlayan sevgili meslektaşlarım;
Hata yapmaktan korkmayın.
Hatalarınızdan ders çıkarın; öğrenin ve kendinizi geliştirmeyi sürdürün.
Araştırın, sorun, sorgulayın…
Bunları yaparsanız başarı sizi hep takip edecektir ve bir gün siz de pembe elmaslarınızla gurur duyacaksınız.
Atamızın dediği gibi;
“Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.”