"İbrahim Paşaaa! İbrahim Paşaaaam! Buldum, buldum dersaadet Konstantiniye halkına dehşet salacak ve Oğlan Şeyh’i unutturacak olayı bulduuuum!" dedi Süleyman Padişah. Olayın ne olduğunu ve İstanbul halkını nasıl bir dehşet ve korkuyla sarsacağını aynı saray tarihyazıcısından (va’ka-nüvis) dinleyelim: Bir hırsızlık olayı üzerine, Süleyman Han, sokak aralarında dolaşan bütün satıcıların yakalanmasını emir buyurdular. Sekiz yüz kişi yakalandı. Bunlar, şer’an katledilmelerini gerektiren hiçbir delil olmadığı halde, bir gecede, ya asılarak ya da boyunları vurularak öldürüldüler! Roman, Osmanlı’nın öteki korkunç yüzünü sergilemektedir. Osmanlı sarayının içyüzünü, Süleyman Padişah’ın ve sadrazam İbrahim’in halkare’ayaya bakışını, saray kapıkullarıyla ilişkilerini, kısacası dönemin saray yaşamı hepsi Maşukî’nin gözünden verilmektedir. Ayrıca dönemin sosyo-politik olaylarını, özellikle Maşuki’nin doğup büyüdüğü, yetişmiş olduğu yer olan Aksaray’ın yanıbaşındaki Hacı Bektaş Veli Dergâhı ve postnişini Kalender Çelebi’inin o yılların toplumsal hareketlilik içindeki yeri ve önderliğinde büyük Kızılbaş başkaldırısı ve savaşlar, çarpışmalar, kırımlar dahil..