… Direksiyona artık sanki ben kumanda etmiyordum. Jeep orman yolunda önce sağdaki ağaçların arasında kayboluyordu, daha sonra sağımdaki uçurumu kuşbakışı seyrediyordu. Yolun sağ tarafına üçüncü defa çıktığımda sağ iki tekerleğimin şarampole düştüğünü ve direksiyonu sola kırarsam sağ tarafa takla atacağımı hissettim. Ve bir anlık karar ile direksiyonu tam sağ yaparak dereye inen dik yamaca kafadan girmeye karar verdim. Karar verdiğim noktadaki yamaç diklikten öte bir hal alıyordu. En az seksen, seksen beş derecelik bir eğimden jeep’le dikine ve yüz km. süratle inmeye karar vermiştim. Daha doğrusu vermişim, çünkü yoldan fırladığımda jeep’in burnu önce biraz havalandı ve sonra aşağıya doğru inmeye başladı. Tekerleklerin altında hâlâ bir zemin yoktu. Ve tekerlekler sürtünmeden kurtulmanın verdiği zevk ile süratlerini arttırmış bir vaziyette özgürce dönüyorlardı…