"Eğiste`nin Konya`ya ulaşımını sağlayan yokuş yola büyük bir kaya düşmüş. Yedi sekiz kişi bu kayayı kaldırmaya gitmişler ama güçleri yetmemiş. İçlerindeki akıllılardan (!) birisi kendi kendine, kayayı ürkütüp kaçırmayı düşünmüş. Diğerleri kayayı iterlerken o bir yere saklanmış. Beklemeye başlamış. Diğerleriyse bir kaldıraç yardımıyla kayayı hareket ettirmeyi başarmışlar. kaya yolda yuvarlanmaya başlamış, yokuş yolda hız kazandığı sırada kayanının önüne doğru saklanmış olan akıllı Eğisteli kayayı ürkütmek için çokmış ortaya, "Pöh!" diye bağırmış ama kayanın altında kalıp ezilmiş, kafası kopmuş ve kaybolmuş. Arkadaşları adamın kafasını göremeyince meraklanmışlar ve tartışmaya başlarmış, `Kafası vardı`, `Kafası yoktu` diye. Sonunda karısına sormaya karar vermişler, adamın evine gitmişler, `Sabah evden çıkarken, kocanın kafası var mıydı, yok muydu?` diye sormuşlar. Kadın, `Sabah evden çokarken cöm cöm bir sakal cömbüldeyip duruyordu ama kafası var mıydı, yok muydu hiç bakmadım` demiş." Bugünkü adı Bağbaşı olan Eğiste`nin neşeli, güzel insanları anısına...