“Buzla örtülü Şeytan’ı, azap içindeki Firavun’u, kendisini hayretle seyreden Kaim ve Malik’i görebiliyordu. Suretler ve mekanlar birbirine karışıyor, İhsan nerede olduğunu, hatta kim olduğunu bile unutuyordu...” Öbür Dünya Öyküleri ne Ardavirafname gibi duyulmamış iksirler içip rüyaya yatmakla başladı, ne de İlahi Komedya gibi sevgilinin ölümünü kabullenmeyişle. Bu kitap, hayal gücüyle birlikte tefekküre sırtını dayayan bir akılla yazıldı. Ancak böyle açılabilirdi Cehennem, Araf ve Cennet’in kapıları.