Noni’s House’un Arka Bahçesinde; aile yadigarı tarifler ile başka hiçbir yerde bulamayacağınız kendi tariflerim olduğu kadar, samimi bir şekilde yaşadığım her şeyi anlattığım pek çok anı da tıpkı güzel bir yemeği yaparken içine lezzet katması için koyduğumuz malzemeler gibi yer aldılar. Yıllar içinde zihnimde yer eden acı, tatlı, bazen içi çürümüş diyebileceğimiz hayal kırıklıkları da var. Soğan doğrarken tutamadığımız gözyaşlarımız gibi akan gözyaşlarım var, dikkatsizliğimden üzerime sıçratıp kendimi yaktığım yağ gibi yaptığım hatalar var, en sevdiğimiz insanın elinden çıkmış o tanıdık, bildik yemekten ilk ısırığı aldığımızda hissettiğimiz lezzet patlaması ve huzur var. Tıpkı hayatın kendisi gibi. Tüm bunlar bizi gülümseten, içimizi ısıtan bir yemeğin ortaya çıkarken geçirdiği aşamalar ve hepsi arka bahçemde yaşamımla bir sarmaşık gibi iç içe geçmiş halde.

Kısaca Noni’s House’un arka bahçesinin tüm renkleri, yaşanmışlıkları, tarifleri bu sayfalara serpilmiş halde…
Yeni yeni tomurcuklanan çiçeklerle dolu bahçemde, çiy yağmış yaprakların serinliğinde elime kalemi aldığım ilk an gönlümden, zihnimden geçen şuydu; benim kitabım sıradan bir yemek tarifi kitabı olmasın… Hayat gibi, içinde güzel çiçeklerle beraber yabani otların da büyüdüğü ve tam da bu yüzden muhteşem görünen bahçem gibi, bütüne baktığımız zaman tüm lezzetlere sahip, gerçek bir yaşam hikayesinden ortaya çıkan farklı bir yemek kitabı olsun…
Dedim ve oldu.
Şükürler olsun, sevgi ve teşekkürle Hayat……