Nisan yağmurları gibi yağıyor hasret yollarıma,
Saçma sapan bir rüzgârla dokunup geçiyor aykırı sabahlarda...
Günler git gide kırık bir sandala benziyor,
Kafası her estiğinde çekip gidiyorlar uzaklara...
Şimdilerde düşüncelerim karmaşık ben kararsız,
Ömrüm kıyısından geçen kırık bir sandala atlayıp gitmek istiyorum...
Geçiyor günler bana sormadan zaman durmuyor,
Sorgulamıyorum artık şu hayatı,
Yaşıyor muyum, yaşamıyor muyum, belli değil...
Sormuyorum artık geceleri gündüzleri,
Dünya dönüyor mu, dönmüyor mu, umurumda değil...
Gün batımlarında denize bırakıyorum kayıklarımı,
Savruluyorlar küçük bir esintiyle gözümün önünde...
Ruhum dünümle bugünüm arasında kalıyor hep,
Ben kendimle savaşıyorum durmadan...
Her gelen güne kibrit çakıyorum,
Ve dönüp geriye bakmıyorum...