Nasıl ki bir lanetle bana geldiyse, Aynı şekilde lanet olsun yüzüğe! Onun altını verdi bana ölçüsüz bir kudret, Şimdi onun sihri onu taşıyana ölüm getirsin! Hiçbir kısmetli ona sahip oldu diye sevinmesin Onun parıltısı, hiç kimseye mutluluk vermeyecektir, Kim ki onun sahibi, onun sorunu çok olacak Ve ona sahip olamayanı ise kıskançlık kemirecektir!
Alman besteci Richard Wagner tarafından bir opera olarak değil müzikli bir dram olarak kurgulanan Nibelung Yüzüğü (Der Ring Des Nibelungen), konusu itibariyle J.R.R Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi (The Lord of the Rings) romanına da ilham kaynağı olmuş eserler arasındadır. Nibelung Yüzüğü, kaynağını Yunan ve İskandinav mitolojilerinden alsa da Wagner’in felsefi eğilimlerinin yanı sıra müzik, şiir, dram ve dekorla birleşince ortaya yıllarca sahnelenecek bir opera klasiği çıkar. Yunan tragedyalarındaki baht dönüşünün, değişmez yasanın hükmünün yeniden kurgulandığı eserde kullanılan leitmotifler ve Wagner’deki Schopenhauer etkisinin sıklıkla görülebileceği alanlar bu eseri biricik kılan özellikler arasında yer alıyor. Şüphesiz ki Nibelung Yüzüğü I: Ren Altını, konusu ve biçimsel yeniliğiyle dikkat çeken, yüzlerce yıldır sahnelenen ve sahnelenmeye devam edecek olan bir klasik olma vasfını koruyor.