Vücut ağırlığı, keder düşünce siliniyordu insanın içinden, endişeden, acıdan eser kalmıyordu.
Guy de Maupassant, göz alıcı manzara tasvirleriyle süslediği hikâyelerinde acı, ayrılık, ihanet ve yaşama dair çoğu rengi ahenkle harmanlıyor. Böylece taze deniz yosunu kokuları getiren ılık rüzgâr, vahşi parfümüyle burnumuzu, tuzlu deniz lezzetiyle damağımızı, keskin tadıyla ruhumuzu okşuyor. Kimi anlatıyorsa onun yaşadıklarını hissettirirken ilk satırla başlayıp son satırla biten bir dünyanın kapılarını aralıyor.