Her zaman, büyük küçük  herkese karşı beni korumuştur. Gerek İcrâ Heyeti’ne girmemde, tutunmamda Necdet Ağabeyimi hep yanımda hissettim. Tenkitlerini hak vererek kabul edebileceğim tek insandı. Bize en önemli insanlık dersini göstermiştir. Sadakati ondan öğrendik. Kendisi bir dünya dâhisi olduğu halde, durumunu hazmetmeği, tevazuu, sanata ve sanatkâra saygıyı ondan öğrendik.

Memleketimizde insafsız ve gaddarlığa varan bir tutumla Batı müziği propagandası vardı. Üstelik bu anlayış, 250 yıl yıl ülke eğitimini esir almasına rağmen, onu da öğretememiş, müzik şevkini aşağı seviyelere düşürmüştür.

Dinleyicisini bile yetiştirememiştir. Teknoloji sayesinde, müzik kayıtları çok mükemmel hale gelmiştir. Ama kaydedilen ıvır-zıvır, kötü Arap ve Rum hatta  Hint zevklerinin kopyalarının kopyasıdır. Eğitim değeri ise sıfırdır.
Necdet Yaşar ve etrafındaki bir avuç serdengeçti, bir çeşit İstiklâl Mücadelesi vererek, kültür tarihimizi canlı tutmuştur.

Karahisarî’nin hat sanatının, Sinan’ın Mimarî dehasının,Levni’nin muhteşem minyatür sanatının, Bakî, Fuzulî veya Dertli’nin, Karacaoğlan’ın, Yunus’un edebiyatının ses dünyasında aksinin olması gerekirdi.

Batı Müziğini kem küm edenlerin harcı değildi bu sanatların mûsikîsini yapmak.

İşte bizler bir araya gelerek önümüzdeki ışıklı asırların yolunu aydınlattık. Günümüze yüze yakın hanım neyzenimiz var. Çünkü Niyazi Sayın gibi bir dehayı örnek alıyorlar..
Çok marifetli tanbûrî hanımlarımız var. Çünkü Necdet Yaşar gibi  Cemil Bey ekolünden gelen rehberleri var.

Bu cümleden olarak geçen aylarda kaybettiğimiz, İhsan Özgen, Türk kültürüne bir Kemençe nesli yetiştirmiştir.
FIRAT KIZILTUĞ