Nasreddin Hoca çağları aşıp günümüze gelir, bir zamane mizah yazarına rehberlik eder, elinden tutar ve ruhani tekamülüne vesile olursa…
İşte böyle bir roman NasReddin. İçimizden birinin, modern zamanların ruhani ve toplumsal yaralarıyla mâlûl, yolunu kaybetmiş, kaybolmuş bir insanın kendini tanıma ve bulma yolculuğu. Bu yolculukta Nasreddin Hoca, bilgeliğin ve irfanının temsilcisi olarak tıpkı bir kimyager/simyacı gibi kahramanımızın olgunlaşma yolundaki büyük arayışında yol arkadaşı oluyor, onun ölüp tekrar dirilmesine şahitlik ediyor.
Bu kitabın içinde İstanbul’un sosyolojik dönüşümü de var, tasavvuf bilgeleri de var, felsefe de var, yüksek dozda psikoloji ilmi de var, mizahın en karası da…
Yeni bir tabirle söyleyecek olursak bir nevi `İlim-Kurgu’ romanı! Büyülü bir gerçekçilik.
Şehrin tehlikeli çatlaklarına sıkışmış bir mizahçının dibe vura vura kendi ruhunu kurtarma macerası…
Ezcümle; NasReddin okuyucuyu, şehrin ve insan kalmaya çalışmanın jiletli mengenesinden kurtarıp, ferahfeza bir âleme çıkarıyor…