Son yüzyılda hakkında en çok araştırma yapılan XIII. Yüzyıl büyük Türk bilgini Nasiruddin-i Tusi, ülkemizde ansiklopedik bilginin dışında pek fazla tanınmamaktadır. Oysaki, onun en önemli yapıtı sayılan Ahlak Nasiri adlı eseri İslam Dünyasında ilk sistematik ahlak kitabı olarak kabul edilmiş, orta ve yakın doğuda yüzyıllarca ders kitabı olarak okutulmuştur. Merağa gözlemevinin kurucusu olarak da bilinen Tusi`nin bu eserinin en temel özelliği, yöntem açısından bugünkü bilimsel yaklaşımlara benzer bir yaklaşım sergilemesi; bireysel gelişme ve erdemlilik, sosyo-ekonomik, politik ve kültürel yapıyla ilgili pek çoğu günümüz toplumları içinde geçerli olabilecek bir fikri muhteva ve ifade gücüne sahip olmasıdır. Tusi, toplumları fonksiyonel bir yapı içinde ele alır; ekonomiye, işbölümü ve adalete çok önem verir ve toplumları bu açıdan gelişmişlik düzeyine göre sınıflandırmaya tabi tutar. İlahiyat konularında kelamla ilgili pek çok eser veren Tusi, yaşadığı dönem itibariyle uzlaştırıcı bir tavır sergiler. Felsefi gelenekten de yararlanarak, dini toplumlar için önemli bir kurum olarak görür. Onun belki de en dikkate değer yönü, bilim ve bilimsel araştırmalara olan tutkusudur. Tusi`nin bireysel gelişme ve erdemlilik, toplumun sosyo-ekonomik, politik ve kültürel yapısıyla ilgili fikirlerinin pek çoğu günümüz toplumları için de geçerli olabilecek bir içerik ve ifade gücüne sahiptir. Bu düşünce zenginliği ile onun Türk dünyasında önemli izler bırakmış bir bilim öncüsü olarak ele alınması gerektiği kanaatindeyiz.nun istediği şey değişim ve dönüşümü gerçekleştirirken özden kopmamak ve sahip olunan değerleri muhafaza etmektir. Başka bir ifadeyle halkı değerlerinden koparmadan özgürleştirmektir. Analizlerini yaparken bu kıstası göz önünde bulundurmuş ve yerinde bulduğu hususları övmüş, olumsuzlukları sert biçimde eleştirmiştir.