Narsist (Narcisse), Fransa’da ve diğer Avrupa ülkelerinde iki yüz yıldır sahnelenen ve hâlâ güncel olan Rousseau’nun yapıtı Türkçe’ye ilk kez çevrildi.
Rousseau bu piyesle mitolojideki Narsizm (Narcissisme) mitini yeni bir bakışla ele almaktadır. Onun narsisti (Valère) tam olarak mitolojideki Narcisse’e benzemez. Kendini seven kızı yüzüstü bıraktığı için tanrılar tarafından cezalandırılmış ve ölünceye kadar sudaki suretine bakmaya yargılı biri değildir. O yalnızca biraz kadınsı, biraz da kendini beğenmiş biridir. Piyeste onun bu özelliği, kadına benzetilerek yapılmış bir portresine bakması sağlanarak sergilenir…
Bu oyun izleyiciye şu soruyu sordurur: Narsizm gerçekten *kişilik bozukluğuna* bağlı bir sayrılık mıdır, yoksa herkeste az ya da çok bulunan doğal bir kişilik özelliği midir?
Bir de Rousseau’nun bu yapıta yazdığı uzun bir önsöz var ki, bu da en az yapıtın kendisi kadar önemlidir. Bu önsöz, ülkemizde hâlâ tartışılan Rousseau’nun bilime ve sanata bakışına ışık tutacaktır…