"Başlangıçta sadece hiçlik ve karanlık vardı. Evren diye nitelendirilecek bir yer ve mekân yoktu. Tüm kavramlar bir damlada toplanmıştı ve damla ilk olarak düşünce formuna büründü. Düşünce karanlığın içinde var oluşunu fark etti ve yalnızlık duygusuyla yüzleşti. Sonrasında bilinmek için sese dönüştü ve ilk çıkan kelime "Ol," oldu... Damla kocaman bir ışık ve renk ile ortaya çıktı. Alemler yaratıldı, zerreler bedene büründü ve yıldızlara dönüştü. Yıldızlar karanlığın hükümranlığına son verdiler ve bilinmek isteyen damla her bir toz zerresinde ve yıldız ışığında kendisini var etti."
Murat Tali Namaka Suyun Bilgeliğini Taşıyan kitabında olgun anlatımıyla derinlikli meseleleri tartışmaya açıyor. Yazar bir su damlasının bilgeliğinin ışığında kibriyle, hırsıyla, açgözlülüğüyle dünyayı kasıp kavuran insana sesleniyor ve ona çok önemli sorular yöneltiyor.
Namaka Suyun Bilgeliğini Taşıyan kitabı her kelimesiyle var oluşun ışığını taşıyor. `Dünya hakikaten bu kadar kötü, şekilsiz ve kederiyle kaderine terk edilmiş olabilir mi? Yoksa bunu yapan bizler miyiz? Gerçek bir `ben`e ulaşabilir, `öz`e dönebilirsek bu kötü gidişatı durdurabilir miyiz?