*Hiç terk etmeyen, salkım saçak, üzüm zamanlara dağıtılmış bir sevginin izleri bu.
Şimdi, tökezlemiş bir dil altı öfkenin, yorgun, kaçamak solukları tıkanıp kalan boğazımda.
Nereme dokunsan, mora çalan sevme arsızı bir sızı.
Hangi söz yumağına sığınmaya kalksam, karşımda toz konduramadığım bir sevda.
Değdi mi şu vara yoğa harcadığın savruk suskunluğa?
Ben yitiyorum.*