Şiir, zor bir uğraş. Duygu, hayal ve düşüncelere elbise giydirme işi. Çoğunlukla da hayallere… Onun için şiir mai demdir (an). Mavi de hayalin simgesidir. Mai ile dem birleşince “maidem” (sofram) oldu. Her türlü duygu ve hayalin dizildiği bir sofra… Bu sofranın tuzu, biberi ise yorgun saatler, uykusuz geceler, derin düşünceler…
Anlatmaya bağlı metin yazsanız meramınızı bütün ayrıntılarıyla anlatırsınız veya anlattırırsınız kahramanlarınıza.
Şiir böyle değil. Sizi sınırlandıran birçok unsur var. Vezin, kafiye, kelime, biçim… Onun için Tanpınar, “Şiir susma işidir.” der. Yani her şeyi söylemek yok. Çağrışım ve imge
kullanılmalı. Ama şiir sadece imge de değildir. Toplumun kahir ekseriyeti şiirinizden lezzet almalı bence. Şiiri yalnızca aristokrasinin eline bırakamayız vesselam.
Sözün tesiri kısalığındadır. Az söyle ki uzun olsun anlattıkların.
Onun için sözü “maidem”e (soframa) bırakıyorum.
Buyurun siz de tadın.
Ön sözü ben yazdım, son sözü siz söyleyin.