sessizliğin içinden yol gösteren o el,
serin sabahlarında
bir aralık bulacak
bu ışık labirentinin içinde.
“... ilişkisinin sonsuza dek ‘yalnızca bu kadar ve böyle’ süreceğini kabullenmiş, ilk zamanlardaki o tüylerini diken diken eden abartılı hislerini terbiye ederek; bu karşılaşmaları, panik atak krizlerinden doyum anlarına çevirmesini bilmişti. Hoşnuttu da. Kabullenmek alışkanlığı, alışkanlık da kabullenmeyi besleyip, ilk bakışta fark edilmeyen bir dengeyi doğurur çünkü; aşkın stoacı ölümünü yani...”
Romanın geçtiği ana mekân, Ankara Kızılay Meydanı