Türkiye Komünist Partisi’nin kurucu lideri Mustafa Suphi’nin bir “şanlı tarihin” kurban-kahramanı olarak mitleştirilmesine karşılık, fikirlerinin ve izlediği politikanın belleklerden silindiğine, ona yönelik karalama ve karartma çabasının etkilerinin günümüze kadar uzandığına dikkat çeken Ahmet Kardam, bu kitapta Suphi’nin gerçek portresini çizmeye çalışıyor.
Mustafa Suphi’nin 1915 öncesindeki “milliyetçiliğinin” ve “Türkçülüğünün” nasıl bir içeriği vardı? Sovyet Rusyası’nda, 1918 1920 arasındaki üç yıllık mücadelesi sırasında sadece “propagandif nitelikte” yazılar mı yazmıştı, sadece bir “hareket adamı” mıydı, yoksa geliştirdiği kendine özgü görüşleri var mıydı? Bolşevik Partisi yönetiminden hangi konularda farklı görüşler savunuyordu?Komünist Enternasyonal onun örgütlediği TKP’nin kuruluş kongresini neden geçersiz saydı? Ankara hükümetine ve Mustafa Kemal’e bakışı nasıldı? Türkiye’de sosyalist devrimi nasıl tasavvur ediyordu? Somut olarak neler yapmış, nasıl eylemişti?
Sadece Türkiye solunun değil, Türkiye tarihinin önemli bir şahsiyeti hakkında, canlı ve düşündürücü bir politik-entelektüel biyografi.