‘‘Bak elçi! Senin vazifen haber getirmek, haber götürmek… Rahman ve rahim olan Allah’ın izniyle, çiçeklerin uyanma demi olan baharda gül bahçelerindeki goncaların açılarak bir asker gibi saf bağladıkları zaman ve soğuklar, kar ve yağmur bulutları dağıldığında ben de şanlı çocuklarım ve bütün ordumla Kosova sahrasında olacağım! Ebedi izzet ve şereflerin kaynağı olan Peygamber Efendimizin yüzü suyu hakkı için düşmanın fitne ateşini yok etmek ve ateşler saçan kılıçlarından çıkan kıvılcımları ol sapıkların üzerine saçmak suretiyle kara yüreklerini dumana boğmak için yürüyeceğim. Eğer mert ise yerinde dursun, cengin, savaşın tozu, dumanı nasıl olurmuş görsün. Selametle git. Yolun açık olsun. Kosova ovasında görüşmek dileğiyle… ’’
Sultan Murat