Adım; Hasan Hayri nüfus kağıdıma Hasan Şanlı yazılı. Doğum tarihim, 1944 (Nüfusumda 1947 yazılı). Babam Alevi Dedesi Seyyid Mustafa; Hakk`a yürüdü. (Derviş Cemal ocağından) İlim Tunceli; İlçem Ovacık; köyüm, Ziyaret. Tahsilim; İlkokul (1950-1956), 1953`te sağır oldum; 1957`de eski yazıyı öğrendim; 1958`de mürşidimizin icazetini aldım. 1962`de Kur`an okuma ve hocalık için Molla Hıdır icazet verdi.
1960`lı yılların ortalarına doğru Marx, Lenin ve Stalin`i tanıdım; sonraları yazılarıyla Reha`yı. Kendimi bir denizin içinde buldum; habire kulac sallıyordum ama çıkamıyordum. Derken denizin kenarında bir adam belirdi; gençten biri, benden daha genç. Elini uzattı, elinden tuttum; çıkardı beni: Benim adım Esat dedi. Ve daldım bir aleme, uçsuz bucaksız bir aleme; ne önü ne de sonu.
Esat`ı tanıyınca kimliğimi de tanıdım; bir kamcı gibi geldi bana Nefes dergisi. Şimdi yüce bir dağdayım; her taraf görünüyor. Kulaç da sallamıyorum artık. Herşey, annemin bana öğrettiği dille başlamış gibi; önceden de önce, önü olmayan bir şey "Doğal din". Her taraftan alevler yükseliyor. Esat`ı aşan çok şeyler var orada. Babam ateş, anam toprak. Toprak ana, her şeyin dölyatağı. Belli ki bir mekanım yok; çocuklar nerede mekan tutacak, bilemem. Ziyaretliler babama 300 lira karşılığında bir yer vermişler; Munzur Baba`nın karşısında. Mekanım orası. Tenim orada toprağa karışırsa ne mutlu bana.