Otuz yedi yaşındaki Torunn Neshov, büyükannesi öldüğü zaman hayatında ilk kez babasının ailesiyle bir araya gelir. Oslo’da düzenli bir hayatı olan Torunn, kendini bir anda çiftliğin mirasçısı konumunda bulur. Amcaları Margido ve Erlend, annelerinin ölümünden sonra çiftliğe gelmekte tereddüt etmişlerdir ve ikisi de kendilerini yol ayrımında hissetmektedir. Tor da annesinin ölümünden sonra, önceden beri sevmediği babasıyla çiftlikte yalnız yaşamak zorunda kalır ve bu sorunlu ilişkide Torunn arabuluculuk görevini üstlenir.
Herkes elinden geleni yapar ama kan bağı aileyi bir arada tutmak için yeterli midir? Birbirini neredeyse hiç tanımayan bu insanların arasındaki ilişki ne kadar kuvvetlidir?
Neshov Üçlemesi’nin ikinci romanı Münzevi Yengeçler’de, ilk kitapta tanıştığımız karakterlerin hayatları altüst oluyor.