Hayatta her istediğini elde etmiş olan, her şeyi yolunda giden Metin; tasasız yaşamının
sıradan bir gününde, hiç de sıradan olmayan bir dilenciyle karşılaşır. Bu garip dilenci ile
Metin`in bakışları olmadık biçimde kesişir. Metin`in bakışlarını tahkir edici bulan ve
bakışlarından oldukça rahatsız olan dilenci, hayatın kendilerini soktuğu konumların
kalıplarının dışına çıkarak gösterdiği tepki ve yönelttiği sorularla Metin`in yüreğine kuşku düşürür ve değişimine vesile olacak bir etki yaratır. Metin, aklından bir türlü savuşturamadığı dilencinin ağır sözlerinin tesiriyle tefekküre dalar; böylece tekdüze hayatını gözden geçirir ve nihayetinde, tanıdığı hemen herkesi sınayacak bir oyun oynamaya karar verir. Bu oyun sayesinde ya hayatını gerçekten de daha da çok benimseyeceği bir şekilde geri kazanacaktır ya da bir anlamda her şeyini kaybedecektir.