Abdullah bin Mesud`dan rivayet edildiğine göre şöyle der: "Sizden biriniz, dininde hiçbir kimseyi taklit etmesin. Eğer o iman etmişsse iman etmiş ve eğer küfre girmişse o da küfre girmiş olur. İlle de birine uyacaksa ölmüş olanlara uyunuz. Çünkü hayatta olanın fitneye düşmesinden emin olunmaz."
Yazar için sorun olacak husulardan biri de hayatta olan bir kimse hakkında yazı yazmasıdır; özellikle de methetme hususunda... Çünkü hayatta olan kişi, fitneden emin değildir. Nice yaşayan vardır ki hakkında sözler söylenmiş ve yazılar yazılmış sonra da tam tersine dönüp tersyüz olmuştur. İşte bundan dolayı yaşayanlar hakkında yazı yazmak risklidir. Ancak bazı şahsiyetler vardır ki bunlar vakıalarına dayanarak ve iç alemlerine delalet eden sahip oldukları konum şahitlerine istinaden haklarında yazılar yazmaya ehildirler.
Sadedinde olduğumuz bu sözcükler ise, bundan on sene önce olayların hakkında şahitlik ettiği değil, kendisinin olaylar hakkında şahitlik ettiği bir şahsiyet hakkında yazılmıştır. Öyle bir adam ki, bu çağımızda ondan daha izzetli ve daha cesur birini tanımıyoruz. Şayet şair Molla Ömer`i görseydi Kays bin Asım`ı tarafına oturdur ve şöyle derdi:
Ömer`in ölümü herhangi birinin ölümü değildir.
Ancak bir kavmin yerle bir olmuş binaları gibidir.