Ilgın çalısını tam dönecekti ki Fahri, karşısına bir anda eli bıçaklı mühendis çıktı. Önce irkildi Fahri, hatta gayrı ihtiyari bir adım geri bile çekildi. İlk şaşkınlığını üzerinden atınca, tüm cesaretini toplayarak;
“Nereye böyle mühendis” diye söze girdi.
Mühendis gülmeden, sırıtmadan elindeki bıçakla yaptığı işe devamla;
“Şu derenin kenarından eli, ayağı düzgün hayıt dallarından keseceğim”.
“İşte kesip duruyorsun ya, elinde bir çalı” diye Fahri, mühendisin hiç durmadan bir soğan doğrar gibi, bir dalı küçük küçük kestiğine dikkat çekti.
İyi okumalar / Baygenç Yayıncılık