Bir sonraki soru gece namazına dairdi ve neden o kadar namaz kılsa da hiç bir şey olmuyordu. Hamid o günlerde namazının bir dekordan ibaret olduğunu düşünüyordu; korkuyla karışık bir hâl olarak görüyordu. Tıpkı kendisine sürekli olarak her gün bir saat boyunca bu düğmeye basmazsan hayatın yerle bir olacak denilen ve bu sözü ciddiye alıp bir kez bile basmamayı aklından geçirmeyen kişi gibi. Seyyid Musa, Hamid’e cevap vermek yerine şöyle demişti:
"Kuyumcularda mihenk taşı denilen bir taş var, hiç gördün mü?"
Hamid’in tüm düşünceleri kuyumculara kaymıştı.
"Herkesin getirdiği her madeni altın olarak satın almazlar. Mihenk taşına vururlar. Eğer altınsa alırlar."
Hamid, Seyyid Musa’nın söylediklerinin manasını anlamak için tüm dikkatini vermiş, ancak hiç bir şey anlamamıştı, Seyyid şunları söyleyene kadar:
"Birisi sana soru sordu mu, mihenk taşın olmalı, o soruyu mihenk taşına vurmalı ve sorunun ne tür bir soru olduğunu görmelidir."