Zordur sadakat; gerçekten sevmeyince insan...
Kimi seviyorsan kalbinin ülkesi orası oluyor. Sonra bir gün gözlerine bir bakıyorsun; orada yoksun! Onunla kaybettiğini onsuz nasıl bulacağını bile öğretmeden gidiyor. *Aşkın sağ olsun* diyemiyorsun. Koca bir orman yanıyor içinde ama bir tek sen kül oluyorsun. Sadece bir insanı değil kirpiklerinden hayata tutunduğun bir aşkı kaybediyorsun. Ağlıyorsun. Kimi gözyaşları yanağını ıslatırken geçmişini temizler. Temizleniyorsun. Kendini, doğuma iki canla girip yapayalnız çıkan bir anne gibi hissediyorsun. Sana ait olanı doğururken kaybediyorsun. Ama hiçbir zaman onu içinde öldüremiyorsun. Kalbinden çıkaramadığını kabrine kadar götürüyorsun. Zaten o içimizde öldüremediklerimiz değil midir bizi sevmediklerimizle yaşamaya mahkûm eden?
İnsan yalnızca mutlu olduğu zaman dilimine hayat diyor... Gerisi yaşamaya çalışmak. Unutma! Hayal ettiğin kadar hayal, gerçekleştirebildiğin kadar gerçeksindir. Bazı şeyleri değiştirebilmek içinse bildik acıları yeniden yaşaman gerekir. Ve kimsenin mutsuzluğu hayatı kadar uzun sürmemelidir.