Çoğu ailenin gözünde yükseköğrenim çocuklarının kariyeri için önemli bir basamak ve aynı zamanda ailenin ana gider başlıklarından biri. Gençler için ise amaçlarını gerçekleştirmek ya da en azından iş hayatında kendilerine daha iyi bir konum sağlayabilecek bir basamak. Peki ya, misyonuyla ilgili kar gütmeyen çalışmalar yapan yükseköğretim kurumlarının, bu çalışmalarını maddi olarak desteklemek için kar amaçlı faaliyetler peşinde koşmaya başlaması ne anlama geliyor?
Sayıları hızla artan ve çeşitlenen üniversiteler, yükseköğrenimi giderek bir *sektör* haline mi getiriyor? Bu sektörün mekanizmaları nasıl işliyor? Burton A. Weisbrod, Jeffrey P. Ballou ve Evelyn D. Asch *Misyon Mu, Para mı?* adlı kitapta işte bu konuya odaklanıyor?
4 yıllık üniversiteler, 2 yıllık yüksekokullar ve diplomasız kariyer akademileri ve daha da fazlasını kapsayan bir çerçevede araştırmalara dayanan bu kitapta; üniversitelerin öğrenim ücretleri, bağış, patent, vakfiye ve diğer faaliyetlerinden sağlanan gelirleri hakkında dikkat çekici bilgiler edinebilirsiniz. Lobicilikten uzaktan eğitime, dünya pazarından reklam, marka ve üne kadar pek çok unsurun ele alındığı kitapta; yükseköğretimdeki misyon ve onu yerine getirebilmek için gerekli olan para arasındaki gerilime dikkat çekiliyor.
Sadece özel üniversiteleri değil, tüm yükseköğretim sektörünü masaya yatıran *Misyon mu, Para mı?* Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yükseköğrenim sistemine ve onun örneklerine dayansa da, sektörün genel işleyiş mekanizmalarını gözler önüne sermesi bakımından Türk okurlarının da dikkatini çekecektir.