Birkaç hafta sonra dışarıda bir yığılma oldu. Kameradan bakınca on beş kadar arabanın Serpil`in benzin doldurduğu yere sıra olması tuhafıma gitti. Kötü bir şey olmasından korktuğum için dışarı çıktım. "Allah vere de bir şey olmasa." diye geçirdim içimden. Anormal bir şey olduğu yoktu. Bütün müşteriler Serpil`den benzin almak istiyordu. Hepsinin gözü Serpil`deydi. Onun pompayı kavrayışını, bacaklarını göz hapsinde tutuyorlardı.
"İsterseniz yan tarafta ben size yardımcı olayım." dedim.
"Hem siz beklememiş olursunuz."
"Ziyanı yok." dedi birisi.
"Az kaldı zaten." dedi diğeri.
"Tamam, o zaman. Siz bilirsiniz." dedim.
Ne söylediysem müşterilerimi ikna edemedim. Herkes, elinde akaryakıt tabancası olan mini etekli bir pompacıdan benzin almak için sıcağın altında dakikalarca beklemeye razıydı. Ardından markete girip kameradan onları izledim. Para ödemeye gelenleri en iyi şekilde uğurlamaya çalıştım.