Montaigne, Aeneis’in VIII. Bölümündeki birkaç dize ile ilgili şunları söyler: *Venüs çıplak halde, Vergilius’ta olduğu gibi çok güzel, canlı ve heyecanlandırıcı değildir.* (Denemeler, III, 5). Bu yaratma sürecinin kutsanması anlamındaki ifade *mimesis*in varacağı son noktada sanatkarın tanrıyı oynaması ile karşılık bulabilir. Giordano Bruno (1548-1600) yaratma gücünün tanrısal kaynaklarına sahip olan sanatçıyı *eski tanrı*, *başka bir tür tanrı* sayacak kadar betimlemeyi abartır.
Mimesis sadece yeniden oluşturma süreci etrafında dönen bir kavram değil, aynı zamanda modern zamanların en şuursuz hastalıklarının da taşıyıcısıdır. Jean Baudrillard tabiri ile günümüz bireyi Sudan iç savaşı ile tuvalet kağıdı reklamını aynı duyarsızlıkta seyretmektedir. Bu duygusuzluk hali Adorno’nun söylediği gibi, sevmeye yeterince açık olmadığı için sevgiye muhtaç hastalıklı bireyler doğurmuştur. Günümüz/ post-modernizmin *post* atladığı zamanın aydınları ağırlıkta olmak üzere *mimesis*in doğuşundan günümüze kadarki serüvenini özetledik. Devamen katharsis ele alınacak. Gayret bizden tevfik Allah’tan.