Sinan gecesini gündüzüne katmıştı. Her şeyle ilgileniyor, en küçük ayrıntı üzerinde duruyordu.
Sesin rahat duyulabilmesi için uygun yerlere küpler yerleştirdi. Böylece koca salonun her yerinden vaizin konuşması duyulabilir duruma geldi.
Camide kandil ve mum yakılacaktı. Kandil ve mumlar yakılınca is çıkarırdı. İsin caminin içini karartmaması için isi tavanda toplayacak is odası yaptırdı. Bu odada toplanan is, çok kaliteli siyah mürekkep olarak kullanılıyordu.
Akrep, yılan gibi zararlıların içeri girmesini engellemek içinse avizeler arasına devekuşu yumurtaları yerleştirtti.
1550de başlayan külliyenin yapımı 1557de bitti.
Ünü dünyaya yayılmış mimarın eserleri yalnızca bunlar değildi. İstanbul ve Edirne dışında memleketi Kayseri’ye de eserleriyle imza attı. Ayrıca, Manisa, Erzurum, Ankara, Bolu, Sapanca, Çorum, Lüleburgaz, Konya, Gebze, Babaeski, Kütahya, Çorlu, Bolvadin, Hersek, Halep, Şam, Sofya, Budin, Rusçukta da eserler yaptı.