Milli tarih kavramı bir tarafıyla ulus devlet tartışmasını, bir tarafıyla da tarihin neliği tartışmasını içinde barındırır. Ulus devletlerin inşası, beraberinde milli tarihlerinin de inşası anlamını taşımaktadır. Bu durum aynı zamanda ulusun homojenliğine ve milli kültüre yapılan vurgu ile ulusun geçmişteki ortak kültür etrafında tanzim edilme sürecidir. Bu sürecin eleştiriye uğraması, ulus inşasının bir aracı olarak milli tarihe dair tartışmaların ortaya çıkışına karşılık gelir.
Kavram olarak milli tarih bugünde üretilir ve inşa edilir. Milli tarihle karşılaşan öznenin dışında bu inşa sürecinin öznesi ise tarihi inşa eden tarihçiler ve inşa edilen milli tarihi yaygınlaştıran tarih eğitimcilerinden başkası değildir. Başka bir ifadeyle bugün de milli tarih bir tarafıyla öznenin milli tarihe yüklediği anlamlarken diğer taraftan tarihçilerin inşa ettiği tarihler ve tarih eğitimcisinin milli tarihi yaygınlaştırma sürecidir.
Ahmet Vurgun, bugüne kadar yapılan milli tarih tartışmalarının ışığında milli tarihi hem inşa edenlerin hem de öğretenlerin gözüyle incelemektedir. Yazar, ülkenin dört bir tarafında iş yaşantılarını sürdüren tarihçiler ve tarih eğitimcileriyle yaptığı görüşmeler neticesinde bugünkü milli tarihin neliğini tartışıyor; milli tarihle, tarih öğretimiyle ilgilenenler ve ulus devletin ideolojik aygıtları üzerine düşünen ve yazanlar için yeni ufuklar açıyor.