“Sen benimsin, seni artık hiçbir zaman görmesem de! Korkunun o uçsuz bucaksız sahasına girmediği müddetçe biliyorum, ama senin bana olan ilgini kesinlikle bilmiyorum, senin ilgin tamamen korkuya ait.
Sen de beni tanımıyorsun Milena…”
Franz Kafka’nın bütün ruhuyla kendini adadığı bir aşk ve o aşkın satırlara yansıyan sonsuz tanıklığı…
Kafka’nın Milena Jesenská ile bir dost meclisinde başlayan tanışıklığının ardından ölümsüz bir aşka dönüşen mektuplaşmaları dönemin edebiyat ortamına da ışık tutuyor. İnsanın korku ve kaygılarını, yalnızlığını, yabancılaşmasını benzersiz bir biçimde dile getiren Kafka’nın düş dünyasına okuru davet eden Milena’ya Mektuplar, bitmek tükenmek bilmeyen bir lirizmin büyüleyici bir başyapıtıdır aynı zamanda...