“Srebrenitsa’dan geliyorum. Aslında ben başka bir yerden geliyorum, ama Srebrenitsa’lı olmayı seçtim. Yalnızca oradan gelmeye cesaret ediyorum, tıpkı başka hiçbir yerde olmadığım bir zamanda oraya gitmeye cesaret ettiğim gibi. Tam da bu yüzden, doğum yerinin ölüm yerine kıyasla önemsiz olduğuna inanıyorum. İlki hakkımızda hiçbir şey söylemez, yalnızca coğrafi bir gerçektir; ölüm yeri ise ölene dek yaptığımız ve sonuna kadar sadık kaldığımız seçimlerimizi, inançlarımızı ifade eder.”
Kitap, ilk cümlesinden son cümlesine kadar değil şüphe etmemize, nefes almamıza bile izin vermiyor; zira her resmi, her cümlesi, her diyaloğu, her tasviri güçlü bir hakikati bulma arzusunu, bu hakikatin ifade edilmesini ve tüm çıplaklığıyla dile getirilmesini ifade etmektedir.