“Gerçekten hissetmediğim şeyleri söylemek zorundayım sürekli, yoksa hayatta kalamam.”
Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından, sıradışı hayatıyla da meşhur Osamu Dazai’den sanat, ölüm ve arzular üzerine bir kısa roman: Meteliksiz Öğrenci.
Otuzlu yaşlarda, Dazai isimli bir yazar içine hiç sinmeyen yazısını dergiye gönderdikten sonra rahatlama arayışıyla Tamagava Nehri’nin kıyısında yürüyüşe çıkar. Zihninde bir sürü düşünceyle nehri izleyen Dazai, nehirde sürüklenen bir genç görür ve onu kurtarmak için suya doğru koşar.
İkisi arasında entelektüel bir atışmaya dönüşen beklenmedik bir sohbet başlar. Liseyi terk eden bu gence kendini sevdirmeyi uman Dazai, kendini o gece çocuğun yerine bir film gösteriminde canlı anlatıcı olarak sahne almayı kabul edeceği birtakım garip durumların içinde bulacaktır.