1950’li yıllarda New York’ta, Yidiş dilinde yayın yapan bir gazetede romanlar tefrika edip öyküler ve köşe yazıları yayımlayan Polonya asıllı Yahudi yazar Aaron Greidinger, Hitler’in toplama kamplarında öldüğünü sandığı eski arkadaşı Max Aberdam’la yeniden karşılaşır. Max onu Eski Dünya’nın hayaletleriyle dolu bir dünyaya sokacak, nasihat bekleyen sadık okurlar, yalnız kadınlar, güvenilmez işadamları, medyumlar ve eski devrimcilerle dolu bu çevrede Aaron kendi roman ve öykülerinden çok farklı olmayan ilişkilerin ortasına düşecektir.
Aşklara ve dostluklara tarihin gölgesinin düştüğü, zıvanadan çıkmış bir dünyayı anlatan Meşuga, New York’tan Paris ve Tel Aviv’e uzanan bir kara komedi.
“Sıradışı... Romanın Yidiş dilinde ‘çılgın’ anlamına gelen adı, Singer’ın dünyayı bir deliler evi olarak gören karamsar bakışını akla getirmesinin yanı sıra, yazarın müthiş anlatıcılık yeteneğinin özünü sergileyen aldatıcı biçimde komik hikâyesine kattığı manik enerjiyi de iletiyor.”
Publishers Weekly
“Her zamanki gibi dört dörtlük bir anlatıcı olan Singer, herkesin içinde hem Tanrı’dan hem de Şeytan’dan bir parça bulunduğunu ve tutkunun açıklanamayacak bir şey olduğunu biliyor.”