Bir gün Bursevî’nin, mâna kardeşlerinden biri, kendisinden Mesnevî hakkında bir ders vermesini ister. Bursevî, Mesnevî’nin birinci cildinden tefa’ülde bulunur ve açtığı sayfada şu söze denk gelir: "Şeyh kâmil idi ve talepte bulunan iştahlı..." Daha sonra rüyasında, kendisine adı geçen cildin şerhini ihtiva eden büyük bir cilt verildiğini görür. Bu istek ve ilâhî işaret neticesinde, Mevlâna’nın ruhaniyetine sığınarak "Ruhu’l Mesnevî" kitabını yazmaya yönelir. İşte elinizdeki eser böylesine iki büyük ve kutlu buluşmanın ürünü: Mevlâna ve İsmail Hakkı.