Adamın birisi geldi, bir sevgilinin kapısını çaldı.
Sevgilisi içerden, `Ey güvenilir kişi, kimsin?` diye seslendi.
Kapıyı çalan. `Benim ... ` deyince, sevgilisi; `Git` dedi. `Senin için içeri girme zamanın değildir. Böyle bir nimetler sofrasında ham kişinin yeri yoktur.`
Ham kişiyi, ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir? İkiyüzlülükten onu ne kurtarabilir?
O zavallı adam kapıdan döndü, tam bir yıl yollara düştü, sevgilisinin ayrılığı ile yandı, yakıldı. O yanık aşık ayrılık ateşi ile pişerek döndü geldi, dostun evi etrafında yine dolaşmaya başladı. Ağzından sevgiliyi incitecek bir söz çıkmasın diye, yüzlerce korku ile kapının halkasını vurdu.
Sevgilisi içerden `Kapıyı çalan kimdir?` diye bağırdı...