Mevlana kuşkusuz Türk tasavvufu, edebiyâtı ve tarihî kültür mirası açısından en önemli şahsiyetlerden biridir. Onun güçlü mânevî otoritesi artık kıtalar arası bir boyuta ulaşmıştır. Onun adıyla birlikte anılan Mesnevî, çağımız insanı tarafından kimileri için psikoterapi yapan bir doktor, kimileri için rehber, kimileri için ise bireyin kendisini tanıması için adeta bir ayna, hatta tecrübe edilen sosyal sorunlara nebevi ahlakı işaret eden bir çözüm önerisi olarak telakki edilmiştir. Mesnevî’nin bu denli ilgiye mazhar olacağı müellifi, büyük aşk adamı Mevlana tarafından sezilmiş olmalı ki, eserin ileride insanlara şeyhlik edeceğini öngörmüştür. Dünya çapında en çok tanınan ve kitapları okunan Türk olduğu ifade edilen Mevlana’nın Mesnevi`si, müellifin tasavvufî düşünce ve ilahi aşkını anlatmanın yanı sıra dönemin yaşamı hakkında da bir takım bilgiler sunmaktadır. Zira eserde anlatılan hikâyeleri okuduğumuzda ders çıkarma mâhiyetinde adeta okuyucuya seslenerek “dinle bizim halimizi anlatır, senin nefsin bundan uzak ya da farklı değil” gibi ifadeler kullanarak her bir meselin ve tasavvufî gerçeğin, o dönemin saliklerine hitâben açıklandığını görüyoruz. Konu edindiğimiz dönemin sosyal, dinî ve tasavvufî hayatına Mesnevî’den hareketle nacizâne ışık tutmaya çalıştık.