Batı düşünce tarihinde meseller unutulmaz imgelerle yer alır. Örneğin Platon`un `karanlık mağara duvarlarında dans eden gölgeler`i, Luther`in `tarla faresi ile şehir faresi`, Nietzsche`nin `En Çirkin Adam`ı, Kafka`nın `Şato`su gibi bütün bu örneklere baktığımızda Batı felsefi geleneğinin, ahlaki ve tinsel iletişimin aracı olarak imgelere yönelişini görebiliriz.
Soren Kierkegaard da felsefi yazılarında meselleri yoğun olarak kullanılmıştır; bu nedenle çalışmaları, zihnimize unutulmaz imgelerle kazınmıştır. Edebî değerinin yanında, bu kitap, hikâye ve meseller üzerinden Kierkegaard felsefesine giriş niteliğindedir.