“…Yüzyıl’a gidip gitmemek için çok tereddüt ettim, sonunda gidip görmekten vazgeçtim. Misafir olduğum abimin evine dönmeye karar verdim. Aklımda eve dönerken arabada hep Yüzyıl vardı. Acaba gitseydim bulabilir miydim, diye düşünüyordum. Sonunda kaldığım mahalleye geldim. Mahallenin kahvesinden içeri girdim. Televizyonda `Yüzyıl’ın olayı` diye altyazı geçiyordu.
O gün meğer meşhur 9.11.2001 günüymüş. Yani 11 Eylül olaylarının yaşandığı gündü. Bir an kendi kendime dedim ki; bu kadar tesadüf olabilir mi? Zafer arkadaşımla uçak yapıp binalara vuracaktık. Aradan yıllar geçiyor, Ankara’dan geliyorum onu görmeye, Yüzyıl’a gitmiş diyorlar, kaldığım yere dönüyorum, aklımda hep Yüzyıl. Kahveye girer girmez uçaklar binalara vurmuş, diye televizyonlarda Yüzyıl’ın olayı deniyor, söyleniyor. Bence böyle iç içe geçmiş olaylar zincirini tesadüf deyip açıklamak zordur. Zaten dinde de tesadüf yoktur. Tevafuk vardır. Yani yaşanan her şey ilahi kaderdendir.”