Sözcükler de nefes alırlar. Onların da ortalığı darmadağın ettiği ya da derleyip toparladığı zamanlar vardır.
Sözcük deyip geçmeyin; ağızda tat, yürekte ağırlık ve kafada bir karar kılma noktasına sahiptirler. Ağzınızın şeklini aldığını sanırsınız, lakin o aslında dilinize uyarlı hâle gelmiştir, sonradan anlarsınız. Bütün mesele onları belli bir düzen içinde adına cümle denilen ipin üzerine dizebilmektir.
Nasıl da birbirine yaslanıp yarım kalan anlamlarını tamamlarlar.”